zeka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
zeka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Eylül 2015 Perşembe

Kimi Çekiyor Bu Çocuk?

KİME ÇEKTİ BU ÇOCUK?

Hepimiz tanık olmuşuzdur, üniversite hocalarının ortaöğretimden temelsiz geldiğimiz konusunda veryansın etmelerine. Ortaöğretimdekilere göre ise, ortaokuldan geliyor bu eksikliğimiz. Ortaokuldakiler suçu ilkokul öğretmenlerine, onlar da velilere atmakta.

Çocuklarının sergilediği olumsuz tutum ve davranışlar karşısında öğretmenlerinden başka suçlayacak birini bulamayan Anne baba ise bu soruna atalarımızdan yadigâr bir bakış açısıyla son noktayı koyar; kime çekti bu çocuk ?

İnsanoğlunun dünyadaki serüvenine başladığı günden bu yana biyolojik yapı taşlarında pek bir değişiklik olmadığını, temelde hücreyi, organları ve organizmayı oluşturan elementlerin aynı olduğu biliniyor.

Bir çocuk, ailenin aktardığı sağlıklı genlerle ortalama bir zeka seviyesiyle doğar. Çevresel faktörlerin ve eğitimin etkisiyle sahip olduğu bu kapasiteyi büyük oranda kullanmaya başlar. Uzmanlar zekanın yüzde 40 ila 50 arası kalıtımsal olduğu tezini savunurlar. Geriye kalanını da diğer etmenlerin oluşturduğuna...

Bence zeka, bireyde doğuştan gelen mevcut kapasitenin kullanılması ile oluşur. Bunu söyle örneklendireyim. Bir otomobiliniz var, hız göstergesinde azami hız 180 belirlenmiş. Siz ise en fazla 110 basabiliyorsunuz. Oysa yakıtınız iyiyse, araç bakımlıysa, yollar düzgün ve yasal sınırlar da müsait ise otomobilin 180'e kadar çıkabilme  imkânı var.

Otomobilin yakıtı ve bakımı, yolun durumu ve sınırı neyse, çocukların  beslenmesi, sporu, aile ortamı, sosyal çevresi ve aldığı eğitim odur. Zengin uyarıcılarla dolu bir atmosferde yetişen, aile tarafından becerileri desteklenen, yaşantı yoluyla farklı tecrübeler edinme imkânı bulan çocuklar daha zeki oluyor.

Zekayı, karşılaşılan bir durum karşısında farklı çözümler ve beceriler geliştirebilme yeteneği olarak tanımlarsak, kısıtlı ortamlarda değişik tecrübeler edinmemiş çocuklar bu yeni durum karşısında ön bilgi ve becerilerini kullanmakta cılız ve basit seçeneklere hapsolurken, yaşantı zenginliği olan çocuk geniş tecrübe alanından getirdiği seçenekleri yeni durumla ilişkilendirerek yeni ve farklı çözümler üretebilmektedir.

Çocuğun gelişiminde muhakkak ki en önemli  unsur ailedir. Ailenin birikimi, ilgisi ve desteği olmadan bir çocuğun başarılı olması çok zordur.

Sınıfımda velilerimle yaptığım ilk toplantıda hep şunu derim;
Bir günün 6 saatini bizimle okulda geçiren bir çocuk geri kalan 18 saatini evde sizinle  geçirmekte. Bu sebeple başarıda ve başarısızlıkta bir pay bizim, uc pay sizindir.

Çocuklarımızda gördüğümüz olumsuzluklar aslında bizim yanlış iliklediğimiz ilk düğmenin yarattığı durumun tezahürüdür. Çocuklarımız bizim vitrinimizdir. Bu yüzden ilk başta sorduğunuz o yanlış soruyu şöyle düzeltmek isterim "Kimi çekiyor bu çocuklar?"

Cevabini yine ben vereyim. Dünyaya gözünü açtıklarında başlıyor çekim. Bazen anneyi çekiyor, bazen babayı. Bazen amcayı, halayı, doğayı, televizyonu, mahalleyi, abiyi, arkadaşı, komşuyu, öğretmeni velhasıl çevresindeki canlı cansız herşeyi çekiyor. Vakti geldiğinde ise bu kaydedilmiş arşivi bizlerin beğenisine sunuyor?

Şimdi  çocuğunuza bakarak söyleyin, sizin çocuğunuz en çok kimi çekiyor?