30 Ocak 2021 Cumartesi

Proaktif Öğretmen Rolleri


Tüm dünyayı etkisi altına alan salgın, eğitimin de rutinini değiştirmiş ve öğrenenin merkezinde olduğu bir ağ sistemiyle yeniden tasarlanma sürecine girmiştir. Şüphesiz ki bu yeni düzende öğretmenin rolü de değişmiştir.

Geleneksel yöntemlerde çerçevesini merkezi müfredatın belirlediği, dört duvarlı, ders kitaplı, kalemli ve bol A4 ödevli “öğretimin” artık yıkıldığı görülmüştür. Sınıfın yerini çevrimiçi platformlar, kitabın yerini minimalist videolar, kalemin yerini klavye ve dokunmatik paneller, klasik ödevlerin yerini ise etkileşimli dijital içerikler almıştır.

Öğretim süreçlerinin dijitalleştiği, öğrenenlerin bir ağ ile birbirine bağlandığı ve öğrenme tasarımının önem kazandığı bu süreçte en önemli konulardan birisi de proaktif öğretmen davranışlarıdır.


Proaktif Öğretmen Davranışları Nedir?

Proaktiflik, koşulları ve imkanları en iyi şekilde değerlendirerek yeni fırsatlar yaratma, sorunlara acil ve tutarlı çözümler bulma, insiyatif alarak harekete geçmek ve fark yaratmak olarak tanımlanabilir.

  • Proaktif öğretmen, koşullardan şikayetçi olmaz, bilakis bunu fırsata çevirmeye çalışır. Önüne çıkan çeşitli engellere, sınırlamalara takılmadan “çocuğun yüksek çıkarı” için bir duruş sergiler. Var olan kaynakları en doğru şekilde çocuğa ulaşmak ve anlamlı bir öğretim tasarımı oluşturmak için kullanır.
  • Proaktif öğretmen, soruna değil çözüme odaklanır. Olumsuz deneyimler karşısında pes etmez, bunlardan ders çıkarmaya ve öğretmenlik deneyimi ağını genişletmeye çalışır. Deneyim paylaşımını önemser, öğrenme açlığını her fırsatta yaptığı araştırmalar ve yeni yöntemler uygulaması ile gidermeye çalışır.
  • Proaktif öğretmen, işini severek yapar, her zaman yüksek bir motivasyona sahiptir. Okulunda ve etki alanında liderlik yapar, çalışma arkadaşlarını güçlendirmeye çalışır. 

Uzaktan Eğitimde Proaktif Öğretmen Rolleri

Mart 2020’de okullara ara verilmesiyle çoğu öğretmen tatilin uzayabileceği, uzaktan eğitime geçilebileceği öngörüsüyle dijital platformları incelemeye, uzaktan konferans yapılabilecek uygulamaları test etmeye başlamıştı. 

Birçok öğretmen ise kendilerine Youtube kanalları açarak video içerik üretmeye, etkileşimli görevler tasarlamaya, e-kaynak seti oluşturmaya başlamışlardı. Bu hazırlık ve öngörüler öğretmenlerimizin proaktif rollerinin bir sonucudur.

Güncel Birkaç Örnek

Uzaktan eğitimde öğretmenlerimizin başına gelebilecek 3 farklı senaryo üzerinden proaktif öğretmen davranışlarını ve hareket tarzlarını birlikte inceleyelim. Bir sorunun eğitim kademesine ve duruma göre çok farklı çözüm yolları olabileceği unutulmamalıdır.


Örnek Durum 1; canlı derste elektriğiniz veya internetiniz kesildi.

Çözüm 1; mobil cihaza daha önceden canlı ders uygulamaları (Zoom, Teams vs) yüklü olduğu için vakit kaybetmeksizin saniyeler içerisinde buradan derse devam edilir.

Çözüm 2; çocuklarla bu senaryo üzerinde konuşulur, hareket tarzı belirlenir. Gerekirse böyle durumlar için bir yardımcı (host) seçilir ve dersi o yönlendirir. 

Çözüm 3; velilere mesaj programları (WhatsApp, Telegram vs) üzerinden asenkron görevler gönderilir, bunların yapılması sağlanır.

Çözüm 4; dizüstü bilgisayarın bataryası olduğu için mobil cihazın internet paylaşımı kullanılarak derse devam edilebilir.

Örnek Durum 2; hastalık geçiriyorsunuz. Bir kaç hafta derslere devam edemeyeceksiniz.

Çözüm 1; okuldaki zümreler bu durumlar için en büyük kurtarıcılardır. Sınıflar birleştirilebilir.

Çözüm 2; çocuklara hazırlanacak asenkron planlamayla süreç devam ettirilebilir. Burada EBA platformu, Okulistik, Morpa Kampüs, Youtube Kanalları ve Google Classroom uygulamaları yardımcı olabilir.

Çözüm3; veli grupları üzerinden ders kitapları, kaynak kitaplar ve çoklu ortam linkleri ile süreç devam ettirilebilir.


Örnek Durum 3; Bir sebepten dolayı memleketinize gittiniz. Bilgisayarınız evde kaldı

Çözüm 1; her yerden erişilebilecek bulut tabanlı yazılımlar kullanmak çok önemli. Bu durumda herhangi bir bilgisayardan kolayca dersler devam ettirilebilir.

Çözüm 2; Google Drive gibi bulut tabanlı depolama uygulamaları kullanılabilir, burada oluşturulacak bir uzaktan eğitim dosyasına süreçte lazım olacak bilgi, belge ve içerikler dosyalanabilir.

Çözüm 3; mobil cihazınız en büyük asistanınızdır. Çevrimiçi uygulamaları kullanıma hazır bulundurmak her koşulda öğretmenin imdadına yetişecek can simidi olabilir.





22 Ocak 2021 Cuma

Karne Günü Mesajı

 

Kıymetli Anne babalar,


Bu gün minik yavrularımız soruyor "Öğretmenim, karnemiz nerede?" diye. Onlara "Niçin karne bekliyorsunuz, ne yapacaksınız karneyi?" diyorum. Kaç puan aldığımızı görmek için istiyoruz, diyorlar. Ben size hiç puan vermedim ki, desem de yine de ısrar ediyorlar. Ben de hepinize yüz verdim, yeter mi, diyorum. Mutlu oluyorlar.


Bazılarımızın; hocam doğanın düzeni bu, hayat bir rekabet sahnesi, bu sebeple karne ve sınavı öğrenmeli çocuklar, dediğini duyar gibiyim...


Oysa hayat böyle değil, bu bizim ezberimiz. Doğada hiç bir aslan topluluğu ailenin küçük aslancığına karne vermiyor. Serçe ailesi de minik serçeye karne vermiyor. Kediler, yunuslar ve tüm canlılar böyle...


Sadece biz insanlar herşeyi ölçüp biçmeye, insanları puanlamaya, sıralamaya ve kategorilendirmeye bayılıyoruz.


Oysa bir aslan yavrusu artık kendi başına avlanma yeteneği kazandığı zaman aslan topluluğu ona bir karne vermiyor. 


Aynı şekilde bir serçenin ailesine vereceği en iyi karne kendi kanat çırpışlarıyla yaptığı yolculuktur. Serçenin kanat çırpmak için başkalarının kanatlarına ihtiyacı yoktur. Bunu kendi kanatlarıyla yapmalıdır. Bunun için yargılanmaya, sıralanmaya, aşağılanmaya değil; yüreklenmeye, desteklenmeye, anlaşılmaya ve aile bireylerinin tahammülüne ihtiyacı vardır.


Bizim için en iyi karne ise çocuklarımızın hayatlarında gözlemlediğimiz duruşlar, değerler ve üretimlerdir.


Depremde yıkılan konutların mühendislerinin karnelerini inceleme imkanımız olsaydı eminim hep 5'lerle ve 100'lerle karşılaşırdık. Oysa bizim için onların karnesi hep yıkık, dökük ve çürüklerle doludur.


İlla bir karne vereceksek kendimize verelim. Çocuklarımız için, içinde yaşadığımız doğa için, toplum için, ülkemiz için, insanlık için ne yaptık?


20 Ocak 2021 Çarşamba

HAYAO MİYAZAKİ VE USTALIK

Ünlü Japon anime ustası Hayao Miyazaki... Onu daha çok 1974 yılında ülkemizde yayınlanan "Heidi, Alpler’deki Kız" isimli çizgi filminden ve "Ruhların Kaçısı" animesiyle kazandığı Oscar Ödülünü reddetmesinden tanıyoruz. O dönem Irak savaşının devam etmesi nedeniyle ABD'ye tepki olarak ödülü almaya gitmemişti.

Usta animecinin hayatını anlatan "10 Years with Hayao Miyazaki" isimli bir belgesel de çekilmiştir. Bu belgesel bir fikrin nasıl oluştuğunu, fikrin doğum sancılarının nasıl yaşandığını, ustalık denen olgunlaşmanın gerçekleşmesi için ödenen bedelleri ve bir işe olan adanmışlığın nasıl bir şey olduğunu çok güzel anlatıyor. Şuradan izleyebilirsiniz.

Miyazaki, yarattığı karakterler ve hayal gücünün sınırlarını zorlayan örgülerle oluşturduğu animelerle çok konuşuldu. Milyonlarca insanı etkiledi. Time dergisinin yaptığı dünyanın en etkileyici insanları listesinde yer aldı. Hayatını şuradan okuyabilirsiniz.

Miyazakinin bol ödüllü ve yürek ısıtan animeleri hakkında daha ayrıntılı bilgilere ise şuradan erişebilirsiniz. Bu animeler çocuklar kadar yetişkinlere de hitap etmektedir. Her seferinde kızımla birlikte yeniden biz de izliyoruz. Filmlerinde korku ve insanüstü varlıklar gibi Japonlar için sıradan, bizim için biraz +9 yaş üstü sayabileceğimiz öğeler içermektedir. Filmlerin alt yapısını zaten Japon kültürü oluşturuyor. Filmlerin arkasındaki hikayelere şuradan ulaşabilirsiniz.

Miyazaki 2013 yılında yaptığı Rüzgar Yükseliyor’un (The Wind Rises) ardından 72 yaşında emekliye ayrıldığını duyurdu. Çünkü yaşlanmıştı ve görme yetisini yavaş yavaş yitiriyordu. Fakat sevenlerini üzen bu kararı bozması uzun sürmedi. 2016 yılında hayallerindeki bir proje için çalışmalara başladığını duyurdu. Bu haber hayranları için müthiş bir şeydi. Büyük bir heyecan ve beklenti oluşmuştu.

Yeni filminin adı hazırdı; How Do You Live? Fakat film dört yıl geçmesine rağmen bir türlü seyirciyle buluşmadı. Sadece birkaç küçük görüntü dışında. Beklenenden uzun sürmüştü. Çünkü filmi canlandırma tekniğiyle değil bizzat her karesini çizerek yapmak istiyordu. Belli ki usta Miyazaki kendi zirvesine son bayrağı dikmek istiyordu.

Komşum Totoro’yu 8 animasyoncu ile 8 ay çalışarak bitirmişti. Yeni filmi için bu çok zordu. Çünkü artık gelişen teknolojiye uyum sağlaması için daha çok kare çizmesi gerekiyordu. Bunun için 60 kişilik bir animasyoncu ekiple çalışıyordu. Ve filmin tüm sahneleri tek tek kare kare çiziliyordu.

Stüdyo Ghibli yaptığı açıklamada, 1 dakikalık animasyon için ekibin 1 ay uğraştığını üç yılda ancak 12 dakikasını bitirebildiklerini ve 2024’e dahi yetişmesinin zor olduğunu belirtiyordu. Evet, Usta Miyazaki’nin 2016 yılında 60 kişilik ekiple başladığı filmin henüz sadece 36 dakikası bitmişti.

Usta, eserini ilmek ilmek dokuyordu. Bahçesine diktiği fidana su verir gibi, bir annenin yavrusunu emzirdiği gibi, bir öğretmenin öğrencisini şefkatle ve sabırla yetiştirdiği gibi…

Gözlerinin ve ömrünün bu eseri bitirmeye yetmeyeceğinden endişe duyuyor. Bu yüzden film projesini yarım kalmaması için olabildiğince saklı tutuyor. Usta Miyazaki ve filmlerinden çıkarılacak çok ders var.