13 Kasım 2018 Salı

Öğretmen Önemlidir


Talebelerden biri Sokrat’a sormuş:
- Herkese güzel konuşma dersleri verdiğin halde, niçin sen de çıkıp bir konuşma yapmıyorsun?
- Evlat, demiş Sokrat. Biley taşı keskin değildir ama en sert demiri bile keskin eder...

Aslında her öğretmen bir Sokrat'tır. Sorularla karşısındakini düşündüren, çıkarım yapmasını sağlayan ve talebesinin içindeki cevheri kendi yaşantısı ve sorgulamaları nihayetinde keşfetmesine ortam hazırlayandır.

Cahil Hoca'daki gibi bilmediğini dahi öğretebilendir. Kolaylaştırandır. Rehber olandır. Talebesinin yaşantısının her alanına tesir edebilendir. Yaşam koçudur.

Öğretmen; bulan değil, buldurandır. Doyuran değil acıktırandır. Sulayan değil, susatandır.

Velhasıl öğretmen önemlidir.

30 Ekim 2018 Salı

Su Akar, Türk Bakar

Rivayete göre bu söz bir Almana ait. Türk'ün yeraltı ve yeryüzü sularını kullanamadığını özetlemek için söylendiği iddia edilir. Ben bu sözü farklı bir açıdan ele alacağım.

Birçoğumuz haftanın 4 günü futbol yorumcularını televizyon sayesinde evlerimize konuk ediyoruz. Onlar, 90 dakikalık maçı 3 saat tartışıyorlar. Biz de çekirdek çitleyerek izliyoruz. Sporla ilişkimiz bundan ibaret.

Aynı şekilde haber kanallarının kadrolu yorumcuları saatlerce, günlerce geviş getirir gibi aynı konuları tartışıyorlar. Sıkılmadan izliyoruz. Tartışma kültürümüz de bundan ibaret. Çünkü mahallede  iki kişi bir araya gelip de bir konu üzerinde kavga etmeden tartışamıyoruz.

Eğitime bakışımız; Finlandiya şöyle Singapur böyle...
Teknolojiye bakışımız; adamlar yapıyor usta...
Sanata bakışımız; adamlar çocukluktan yetiştiriyor kardeşim...
Ekonomiye bakışımız; adamlar üretiyor hacı...
Dış politikaya bakışımız; adamlarda vizyon var reis...

Velhasıl bakışımız geliyor ve "bizden bi cacık olmaz ağbii" klişesine dayanıyor.

Suyun akışını tersine döndüremeyiz fakat Türk'ün bakışını tersine döndürebiliriz.

Atatürk'ün "Türk! Öğün, çalış, güven." sözündeki "öğün" (ög-akıl, öğün-akıl et) ve "çalış" sözüne itibarını iade ederek işe başlayabiliriz.



29 Eylül 2018 Cumartesi

Güvenli İnternet Kullanımı ve Dijital Vatandaşlık

Şimdi biz bunları çocuklara anlatıyoruz da, yetişkinler bunları ne derece biliyor ve ne kadarını uyguluyor?
İşte basit önerilerimiz;
▶️Sanal alemde herkes hiç kimsedir. Sen "sen" ol.😎
▶️Paylaşımlarında kaynak belirt, etik kurallara uy.😇
▶️Kimse sana *bedava* araba, hediye, çek vs vermez, tıklama.☠️
▶️Google'de arama yaptığında karşına ilk çıkan sonuçlar "reklamdır" incelemeden tıklama.🛒
▶️Sanal alemde yaptığın herşeyin "izi" kalır, aklından çıkarma👣
▶️Sosyal medya paylaşımları samimiyet içerecek diye dilbilgisi kurallarını ihmal etme.📖
▶️BÜYÜK HARFLE YAZILAN PAYLAŞIMLAR İTİCİDİR, BUNU KENDİNE DE BİZE DE YAPMA👿
▶️Şifrelerin büyük-küçük harf, rakam, özel işaret içermeli, unutma. (örn:Ahmet756.)🔒
▶️Google aramalarında kullanacağın anahtar sözcükler basit, tekil ve anlamlı olmalı, dikkat et.( Örn: -başım ağrıyor ne yapmalıyım- yerine -baş ağrısı öneri- gibi...)🔎
▶️Kaynağını bilmediğin uygulamaları cihazına indirme, incele.⛔
▶️Paylaşım yapacağın zaman özeline yer verme, titiz ol. (Örn: Bir doğum günü kutlaması anne-baba adını, doğum tarihini, yorumlar ve gizlenmemiş arkadaş listesi anne kızlık soyadını, konum bilgisi ev adresini verebilir.)👪

Ve son not: kimsenin fotoğrafını izni olmadan paylaşma. Toplu yaşam alanlarında çekilen bilinçsiz fotoğraflar özel yaşam alanına tecavüze girer. Örneğin; plajda, havuzda, eğlence mekanında çekilen fotoğraflar...📵

5 Eylül 2018 Çarşamba

Okul boya, sınıf boya, göz boya

Son zamanlarda sosyal medyada sınıf ve sıra boyama trend haline geldi. Yapanlar iyi müdür, iyi öğretmen olarak bol bol reklam yapıyor. Ben yapılanı takdir etmekle birlikte olaya farklı açıdan yaklaşmak istiyorum.

Sıraları değil, kafaları yenilemek lazım. Bu çocukların sıraları bu hale getirmesine neden olan sebepleri ortadan kaldırmak lazım.

Bir çocuk sırayı niçin karalar? Ne zaman karalar? Nasıl karalar? Hangi çocuklar karalar? Hangi derste/ders dışında karalar? Bunlara bakmalı...

Sınıfta çocukları ders akışına dahil edebiliyor muyuz? Derslerimiz ne kadar ilgi çekiyor? Ne kadar eğlenceli ders işliyoruz? Derslik dışı öğrenmelere ne kadar zaman ayırıyoruz?

Cana, mala ve ortak kullanım alanlarına zarar vermeme, temizlik, sorumluluk, vicdan ve merhamet gibi erdemleri içselleştirebilmek için onlara ne kadar deneyim imkanı sunuyoruz?

Farklı öğrenciler için bireysel eylem planımız var mı? Çocukların hayatına ne kadar dokunabiliyoruz? Onları ne kadar anlayabiliyor, ne kadar tanıyabiliyoruz?

Evet, yapılan çalışma takdir edilmeli. Hemfikiriz. Lakin son zamanlarda bu moda oldu sanki. Okulu boya, sınıfı boya, sırayı boya ve böylece göz boya olayına indirgendi.

Fikirlerim genel gözlemlerime yönelik camiamızda bir farkındalık oluşturmaktır.

Muhabbetle...

2 Ocak 2018 Salı

Bir Öğretmen olarak 2018 için Ailelere Tavsiyelerim

2018'de çocuğunla;
✓ Oku
✓ Oyna
✓ Konuş
✓ Gez
✓ Dinle
✓ Seyret

Ona;
• Bütçe ver
• Sorumluluk ver
• Kural koy
• Sınır çiz
• Girişimciliği deneyimlet

Onun için;
• Zaman ayır
• Dil öğren
• Birikim yap
• Sağlıklı ol

Ve bunları rutine bağla. 0-9 yaş çocuğu her zaman rutini sever.

* Yukarıdaki maddeleri bir sonraki yazımızda örneklendirerek açacağız.

23 Aralık 2017 Cumartesi

Pal Sokağı Çocukları ve Vatanseverlik

Bir gün ilkokul öğretmenimiz elinde bir kitapla geldi sınıfa. Biraz kitaptan bahsetti ve kendisi için bu kitabın çok değerli olduğunu söyledi. "Kim okumak ister" diye sorduğunda herkes çığlık çığlığa parmak kaldırınca hepimize aynı anda veremeyeceği için hakkaniyetli olması açısından kitaplık defterine baktı. O sırada en çok kitap okuyan ben olduğum için ilk olarak okumak bana nasip oldu...

Aradan en az 26 yıl geçmesine rağmen hâlâ Nemeçek'i, Pal Sokağı Çocuklarını ve Sibel öğretmenimi unutmadım. Her hatırladığımda ise burnumun direği sızlar...

Vatan sevgisini bir çocuğa kazandırmanın belki de en güzel, en edebi ve en gerçekçi yoluydu bu...

Yükselen apartmanlara karşı ellerinde kalan son oyun sahasını korumak için canını dişine takan fedakar çocukların yürek ısıtan romanı...

Bir çocuk; evini, sokağını, mahallesini tanımaz,  sahiplenmez ise ülkesini ve milletini de sevemez, sahiplenemez.

Eğitimde "yakından uzağa, somuttan soyuta, basitten karmaşığa, öğrenciye uygunluk ve bilinenden bilinmeyene " ilkeleri vardır. Bu romanda tüm bunlar var.

Doğruluk, yardımseverlik gibi birçok temel değeri içeren ve oyun sahası bağlamında vatanseverliği de örtülü olarak içeren bir roman. İyi ki okumuşum. İyi ki Sibel öğretmenim beni bu kitapla tanıştırmış. Şimdi ben de öğrencilerime tavsiye ediyorum.

Pal Sokağı Çocukları'na benzeyen bir çok kitap yazıldı, film yapıldı. Ama hiç biri onun yerini tutamadı.

9 yaş üzeri çocukların okumasında fayda görüyorum.

3 Aralık 2017 Pazar

Büyük Resim ve STEM

"Ve nihayet modaya ben de uydum, başlığında STEM geçen yazı kaleme aldım."

Bilginin çok hızlı bir şekilde değiştiği, dönüştüğü ve üretildiği günümüzde uzmanlık alanları kılcal damarlarına kadar ayrılmış durumda. Bilim insanları ve eğitimciler çoğu zaman bu kılcal damarlarda kaybolup odaklanma körlüğü yaşıyor.

Bir kardiyoloğun, kalp ve damar hastalıkları bölümünün hipertansiyon dalının, stresin etkisinin ölçülmesi konusunda edindiği uzmanlığı, insan vücudunun ve yaşamının karmaşık yapısından dolayı tek başına hastalığın tedavisine imkan vermiyor. Endokrinoloji, metabolizma ve nöroloji gibi diğer dallarla işbirliği yapması gerekiyor. İşte bu işbirliği yüzyılımızın en kıymetli becerilerindendir.

Eğitim konusunda da durum aynı. Herkes filin farklı bir yerinden tutuyor. Bazıları ölçme, bazıları öğretim programları, bazıları insan kaynakları, bazıları da eğitim materyali üzerinden sorunları tanımlıyor. Nitelikli bir işbirliği ve bütüncül bir bakış açısı sağlanamıyor.

Buna rağmen, son zamanların en moda yaklaşımlarından birisi olan ve disiplinler arası işbirliği üzerinde yükselen STEM'in eğitim sistemimize entegre edilmesi çok iyi olmuştur. Her ne kadar ekonomi ve üretim odaklı hedeflerin bir aracı olsa da ülkemizin eğitim hedeflerine ulaşmasında büyük katkıları olacaktır. Fakat bu dahi tek başına yaralarımıza merhem olmaz.

STEM yaklaşımının Değerler Eğitimi, sanat ve sporla desteklenmesi gerekir. Aynı şekilde Sosyal Bilimlerin de Tarih, Coğrafya, Edebiyat, Sosyoloji ve Felsefe işbirliğine dayalı, bütüncül bir bakış açısına dayanan yeni bir yaklaşımı esas alması lazımdır.

Velhasılı parçalarda kaybolup, büyük resmi gözden kaçırmamak gerekir.