"Ve nihayet modaya ben de uydum, başlığında STEM geçen yazı kaleme aldım."
Bilginin çok hızlı bir şekilde değiştiği, dönüştüğü ve üretildiği günümüzde uzmanlık alanları kılcal damarlarına kadar ayrılmış durumda. Bilim insanları ve eğitimciler çoğu zaman bu kılcal damarlarda kaybolup odaklanma körlüğü yaşıyor.
Bir kardiyoloğun, kalp ve damar hastalıkları bölümünün hipertansiyon dalının, stresin etkisinin ölçülmesi konusunda edindiği uzmanlığı, insan vücudunun ve yaşamının karmaşık yapısından dolayı tek başına hastalığın tedavisine imkan vermiyor. Endokrinoloji, metabolizma ve nöroloji gibi diğer dallarla işbirliği yapması gerekiyor. İşte bu işbirliği yüzyılımızın en kıymetli becerilerindendir.
Eğitim konusunda da durum aynı. Herkes filin farklı bir yerinden tutuyor. Bazıları ölçme, bazıları öğretim programları, bazıları insan kaynakları, bazıları da eğitim materyali üzerinden sorunları tanımlıyor. Nitelikli bir işbirliği ve bütüncül bir bakış açısı sağlanamıyor.
Buna rağmen, son zamanların en moda yaklaşımlarından birisi olan ve disiplinler arası işbirliği üzerinde yükselen STEM'in eğitim sistemimize entegre edilmesi çok iyi olmuştur. Her ne kadar ekonomi ve üretim odaklı hedeflerin bir aracı olsa da ülkemizin eğitim hedeflerine ulaşmasında büyük katkıları olacaktır. Fakat bu dahi tek başına yaralarımıza merhem olmaz.
STEM yaklaşımının Değerler Eğitimi, sanat ve sporla desteklenmesi gerekir. Aynı şekilde Sosyal Bilimlerin de Tarih, Coğrafya, Edebiyat, Sosyoloji ve Felsefe işbirliğine dayalı, bütüncül bir bakış açısına dayanan yeni bir yaklaşımı esas alması lazımdır.
Velhasılı parçalarda kaybolup, büyük resmi gözden kaçırmamak gerekir.