eğitim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
eğitim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Aralık 2018 Pazartesi

Yoksulluk/Başarısızlık Döngüsü Kırılabilir mı?



MEB'in 2018 yılı LGS istatistiklerine baktığımız zaman çocukların merkezi sınav puanı ortalamalarının anne babalarının eğitim düzeyi ile paralellik gösterdiği görülüyor.

İlkokul mezunu anne-baba ile lisansüstü mezunu anne-babanın çocukları arasında 60 puanlık bir fark var. Velinin eğitim düzeyi arttıkça çocuğunun başarısı da artıyor.

Yoksulluk döngüsünün (fakirin çocuğu fakir olur) bir parçası olarak başarısızlık döngüsü net olarak ortaya çıkmış durumda. Belki de eğitim seviyesi ile ekonomik gelir arasındaki ilişkinin çocuklara yansımasıdır.

Dr.Dana Suskind'in 30 Milyon Kelime kitabı tam da bu konuya vurgu yapıyor. 0-3 yaş arasında çocuğuyla etkili iletişim kuran, zengin kelime hazinesi sunan, olumlu geri bildirim ve duygusal yakınlık kuran anne-babaların çocukları daha başarılı ve mutlu oluyor. Eğitim ve gelir durumu yüksek ailelerin kurduğu ilişki ile düşük ailelerin kurduğu ilişki ne yazık ki aynı olmuyor. 36 ay sonunda ortaya 30 milyon sözcük farkı çıkıyor. 3 yaşında insan beyninin fiziksel büyümesinin %85'ini tamamladığı dikkate alındığında bu tablo son derece ürkütücü.

Aslında her şey aile ortamında çocuğa sunulan ekosistemle alakalı.

Peki bu yoksulluk/başarısızlık döngüsü kırılabilir mi? Elbette...

🔷Eğitim durumu düşük ve maddi imkanı kısıtlı ebeveynler; 

◾0-6 yaş, çocuğunuzun altın çağıdır. Bu yaşlarda çocuğunuzla bol bol muhabbet edin. Birlikte oyun oynayın. Gezin. Ona masallar okuyun.
◾Muhakkak en az bir sene okul öncesine yollayın.
◾Evinize bir kitaplık kurun. Her çeşit yayın bulunsun. İmkan yoksa kütüphanelerden faydalanın.
◾Çocuğunuzu ilgi ve yeteneği doğrultusunda belediyelerin veya valiliklerin ücretsiz kurslarına yollayın.
◾ Çocuğunuzu yüreklendirin, çalışması için uygun ortamı oluşturun.
◾ Çocuğunuzun "çok çalışmak" dışında hiç bir seçeneğinin olmadığını bilin, tüm adımlarınızı bunun farkında olarak atın.

12 Temmuz 2015 Pazar

Tatilde Öğrenme Kaybı Üzerine

Okulların kapanması ile birlikte tatile giren çocuklarda yaşanan öğrenme kaybı ciddi boyutlara ulaşabiliyor.


Araştırmalara göre, çocukların yıl boyunca ogrendiklerinde, tatil nedeniyle ortalama  yuzde 10 kayip yaşanmaktadır. Bu kayıp sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan ailelerin çocuklarında daha da yükselmektedir. Özellikle bu ailelerin çocukları orgun eğitim döneminde hemen hemen diğer çocuklarla eşit şartlarda egitime devam ederken, tatilde öğrenme surdurulmedigi için geri kalmaktadırlar. Dolayısıyla bu çocuklar bir sonraki yıla arkadaslarina oranla büyük bir kayıpla başlamaktadır.


Bu konudan muzdarip olan ABD'de son uç yılda ciddi çalışmalar yapılmaktadır. Barack OBAMA tarafından verilen kanun teklifi bu konunun önemini gözler önüne sermektedir. Teklif ile  tatillerdeki öğrenme kaybını en aza indirgemek için dezavantajlı çocuklara burs verilmesi, yerel yönetimlere fon ayrılması, okullarda kurslar açılması da dahil bir çok çalışma yapılması planlanıyor.


En fazla ilkokul yıllarında yaşanan bu kayıp, çocukların tatilde hiç bir şey yapmaması, okula ara vermeyi öğrenmeye ara verme olarak algılayan velilerin umursamaz tutumu ve öğretmenlerin çocuklar ve aileler üzerinde yeterli yönlendirmeyi yapamamasından kaynaklanmaktadır.


3 ay gibi uzun bir yaz tatilimiz olduğu gerçeğinden hareketle bu konuyu hassasiyetle ele almalıyız.


Okulun son haftalarında öğretmenlerimizin  velilerle yapacağı toplantılar kaybın önlenmesinde etkili olacaktır. Çünkü bu durum öncelikle velilerin sorumluluğu altında gelişmektedir.


Çocukların tatilde okuyacakları kitaplara, abone olabilecekleri dergilere, araştırma yapabilecekleri alanlara, proje yapabilecekleri ilginç konulara ilişkin, öğretmeni tarafından hazırlanacak broşürler teşvik edici olacaktır.


Okul tarafından açılabilecek sanatsal ve sportif kurslar, yerel yönetimlerin organize edeceği zeka oyunları etkinlikleri, doğa yürüyüşleri, çocuk oyunları müsabakaları sosyal ve duygusal etkileşim yaratacağı için faydalı olacaktır.


Aileler, çocukların günlük tutmalarına, anılarını yazmalarına, bağ-bahçe işlerinde sorumluluk almalarına önayak olmalıdır. Ailedeki herhangi birinin cep telefonuyla belgesel çekme, mutfakta yapılan yemeğe ve servise yardım etme de yaparak yaşayarak öğrenmeye zemin hazırlar.


Vaktinin büyük bir kısmını tablet, telefon veya bilgisayar başında oyun oynamaya ayıran çocuklara kodlama öğretilerek, kendi kodlarını yazmaları sağlanabilir. Kod yazımıyla ilgili 5 yaş üstü tüm çocuklara yönelik onlarca ücretsiz internet sitesi var. Bu internet sitelerine girildiğinde, çocuklar kendi kendilerine zaten bir kaç dokunuşla öğreneceklerdir.

Son olarak, yıl boyunca öğrendiği konuları kapsayan, bir sonraki yılın konularına dikkat çeken, bol eğlenceli, bol bulmacalı etkinlik kitapları da öğrenme kaybını önleyip, yeni öğrenmelere yelken açtırabilir.