7 Temmuz 2016 Perşembe

BAŞARI BİR YOLCULUKTUR

Hata yapmak, yanılmak, başarısız olmak, dibe vurmak sorun değil... Omamalı da... Hatalardan ders almak, yanlışlardan dönmek, düştüğün yerden kalkmaktır önemli olan.
Hayat, sizin planladığınız kadar düzenli değil. Bazen kaos ve karmaşa zihnin ve benliğin berraklaşması için büyük önem arzeder.
En büyük düşünürler, mucitler, yazarlar ne ızdıraplar neticesinde hafızalara kazındılar, bilir misin?
Her başarı, binlerce başarısızlığın, yanılgının ve kaosun ürünüdür.
Yılgınlık, miskinlik, nemelazımcılık yok!
Şimdi, yine, yeni, yeniden başlıyoruz.
Bismillah...

SUYUN ÖZLEMİ

Su mu daha güçlüdür, yoksa kaya mı?
Denizlerin kıyısındaki falezler bu sorunun en nesnel cevabıdır.
Peki nedir sudaki hikmet?
Suyun naif bir yüreği vardır. Kırmaz, incitmez ama şekillendirir. Çünkü amacı yıkıp yok etmek değil, ortak bir yaşam alanı inşa etmektir. Dalgalarını huzurlu bir şekilde salıvereceği ipeksi bir kıyı özlemi vardır. Bu amaca bağlanmıştır.
Kararlıdır, ama inatçı değil. 
Azimlidir, ama hırslı değil.
Zaman zaman önüne dikilen yalçın kayalıklara kabarıp köpürsede, günü geldiğinde onların da un ufak olup dalgalarla bütünleşeceğini bilir.
Su gibi aziz, dalgalar gibi kararlı, deniz gibi coşkulu, okyanus gibi hoşgörülü yürekler hep hayatımızda var olsunlar...

ÇOCUKLARI TÖRPÜLEMEK

Toplum, farklı düşünceleri törpüleyip vasatlar. Çünkü vasatlık, toplumun en güvenli limanıdır. Oysa gündelik hayatı kolaylaştıranlar, yaşama renk katanlar vasatlık çemberine girmeyenlerdir.
Hiç bir ebeveyn, bodrumda kimyasallarla oynayan, yeni aldığı bilgisayarı paramparça edip yeniden monte etmeye çalışan veya okuldan sık sık kaytaran bir çocuk istemez.
Ama bilmez ki evinde kullandığı elektriği ve ampulü, hastanedeki röntgeni ve MR'ı, interneti ve telefonu icat eden bu çocuklardır.
O yüzden biraz hoşgörü, farklılıklara saygı her zaman insanlığın yararınadır.
Çocukları törpülemeyin.

GELECEK BİR TASARIMDIR

Gelecek bir tarladır. Bu tarlaya serptiğiniz tohumların mahsulünden çocuklarınız ve torunlarınız faydalanır.
Mahsulün kalitesi ise harcadığınız emekle doğru orantılı olur. Sulama, ilaçlama, gübreleme, çapalama bir süreç içerisinde ve bilinçli olarak yapılmalıdır.
Mesela, her pisliği gübre diye tarlaya atarsan bugünkü yaşadığın mide bulandırıcı durumlara torunların da maruz kalır.
Tarlayı fazla sulandırırsan çamurlaşır. Ekranlarda gördüğün salya sümük insanlar türer.
Yanlış ilaç ise mahsulü çürütür. Test ve tost çocukları yanlış ilacın sonuçlarıdır mesela...
Gelecek bir tasarımdır.
Ve bir çiftçi özverisiyle tasarlanmalıdır.

OKUL ÖNCESİ ve AİLE EĞİTİMİ

Aile eğitimi ve okul öncesi eğitim çok önemli. Dünyanın her yerinde bu alanda yapılan çalışmaların sonuçları hep aynı.
Çocuğa sunulacak zenginleştirilmiş ortam ve rol model anne-baba bu yaş grubunun en önemli unsurlarıdır.
Özellikle apartman dairelerinde gerçeklikten ve sosyal çevreden yalıtılmış çocuklar büyük bir sosyal travmaya davetiye çıkarmaktadır.
Doğal olan doğadadır. Çocuğu doğadan ve doğal çevreden ayırmak insan fıtratına aykırıdır. Bir yaprağa dokunmak, bir solucanı incelemek, bir tepeye tırmanmak gibi bir güzelliğin yerini hiç bir şey alamaz.
Özellikle okul öncesi dediğimiz dönemde çocuğumuzun akranlarıyla vakit geçirmesi sosyal yönden, zenginleştirilmiş ortam bilişsel yönden, doğayla bütünleşme duyuşsal yönden, rol model olma duygusal yönden çocuğumuzun hayata hazırlanmasını sağlayacaktır.
Ve okul öncesi muhakkak zorunlu olmalıdır...

EVLENME PROGRAMLARI ve ÇOCUKLAR

Evlenme programlarının ekranları istila etmesi çocuk kanallarının açılmasıyla paralellik gösterir. Çünkü bu saatlerde eskiden Susam Sokağı gibi çocuk programları olurdu.
Ne zaman çocukları sabahtan akşama kadar çizgi film yayınlayan kanallara hapsettik, kendimizi de bu evlilik programlarına müptela olmuş bulduk.
Her geçen gün çocuklarımızı ve gençlerimizi yaşam halkımızdan hızla uzaklaştırıyoruz. Onlara kurduğumuz dünya ile kendi dünyamız asla temas etmiyor. Etkileşim yok denecek kadar az.
Herkes kendi iç dünyasında mutlu olsun istiyoruz ama dışarıda gürül gürül akan tek bir gerçek dünya var.
Çocuklarımız da bu dünyanın ayrılmaz bir parçasıdır. Bu gercekliği ve bu bakış açısını
unutmayalım.

ENDÜSTRİ 4.0

50 yıl önce okulda öğrendiklerimizin %75'ini gündelik hayatta kullanırken, bugün bu oran %2'lere düşmüş durumda.
Okullar maalesef hem gerçek hayattan koparıyor, hem yaratıcılığı öldürüyor. Anne babalar da aynı şekilde çocuğun merak, hayalgücü, oyun kurma, hareket etme ve girişimcilik yeteneklerini sınırlandırıyor.
Çocuklarımızın %75'i bir mahkum kadar bile gün ışığını göremezken dünya bambaşka bir devrime hazırlanıyor.
Buz Devrindeki Sid gibi miskinliğimiz yüzünden bu devrimi kaçırıp bir mamudun kıçında yağmurdan korunmaya mahkum olacağız.
Spacex Mars'a turist götürmeye, Tesla elektrikli aracını piyasaya sürmeye, Google yapay zeka yapmaya hazırlanıyor.
Biz bir yerli arabadır tutturduk gidiyoruz. Bizim artık yerli araba motoruna değil, yerli arama motoruna ihtiyacımız var. Google, Yandex şirketleri gibi...
Bu devrim gerçekliğin sanal dünya ile entegrasyonu ile ekonomik alanda aracı kurumlar ortadan kalkacak, üreticiden tüketiciye ulaşacacak ürünlerin otomasyonu ile bilinçli tüketici devri başlayacak.
Akıllı sistemlerle üretimin, eğitimin, güvenliğin, sağlığın dijitallesmesi akıllı şehirler ve akıllı yaşamlar sunacak.
Bu pazarda ya tüketen olup köleliğe razı olacağız, ya üreten olup müreffeh, onurlu ve bağımsız bir millet olacağız.
Peki ne yapmalı?
1) -Kodlama dersi
-Robotik dersi
-Zeka oyunları dersi zorunlu olmalı
2) Okullar dönüşmeli
3) Bilimsel düşünce üniversitelere yeniden hakim olmalı
4) Torpilli değil, liyakat sahibi bilim adamları iş başında olmalı.
5) Ülkede özgür düşünce ortamı oluşmalı
6) Sanat, Tasarım ve estetik her alanda olmalı
7) Okul öncesi zorunlu olmalı
8) Meslek liseleri özel bir konumda ve özerk olmalı