TOGG etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
TOGG etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Aralık 2019 Cumartesi

Türkiye'nin Teknoloji ve Otomobil Hamlesi



Türkiye'nin otomobil serüveni çok eskilere dayanır. Devrim arabalarının yaşadığı hazin son milletimizin hafızasında çok derin yaralar açmış, özgüvenini zedelemiş ve bu alandaki girişimlerin tıkanmasına yol açmıştır.

Bir kaç  yıl öncesine kadar yerli otomobil tartışmalarını anlamsız bulanlardandım. Fosil yakıtlı araçların devrinin kapandığını, hali hazırda bulunan dev şirketlerle rekabet edebilecek yeterli altyapımızın olmadığını, bu girişimlerin "bitmiş yarışa, sporcu hazırlamak" gibi saçma olduğunu ve tek atımlık mermisi bulunan ülkemin bunu yazılımdan yana kullanmasını savunuyordum.

Alternatif proje olarak, Tesla'nın kuracağı üretim tesislerinden birisi için ülkemizin talip olması gerektiği, tedarikçilerin ve dağıtım ağının oluşturacağı iklimin ise "silikon vadisi" gibi bir alt yapı oluşturacağı ve sonrası için bir başlangıç olabileceği yönünde bir önerim vardı.

Bir kaç gün önce Devletin zirvesinin de katılımıyla Türkiye'nin Otomobili olarak 2 yerli otomobil tanıtıldı. Ekibin başında elektrikli mobilite teknolojilerine yönelik deneyimiyle Bosch şirketinin üst düzey yöneticiliğinden gelen bir Türk olan ODTÜ mezunu Gürcan Karakaş vardı.


Belli ki Türk mühendisleri elektrikli, otonom ve akıllı otomobil modeliyle henüz yeni başlamış teknolojik yarışa bir sıçrama ile dahil olmaya dair güçlü bir irade ortaya koymuştu. Ve ekibin içerisinde çok sayıda kadın vardı.



Elektronik mühendisi, otomotiv mühendisi, fiziksel bilimler, endüstri mühendisliği, matematik, enerji yönetim, ekonomi, çevre, mekatronik, uzay ve havacılık mühendisliği ile bilgisayar mühendisliği gibi alanının en iyileri olan Türk mühendislerinden oluşuyordu ekip. Bu durum benim önerimin de ötesine geçiyordu.

Tanıtımın arkasından eleştiriler de gelmeye başladı. Fiyatıyla, bataryasıyla, adıyla, kurulacağı yer ve ortaklarıyla alakalı. En çok dile getirilen eleştiri ise tasarımın bir İtalyan firmasına yaptırılmasıydı. Bu durum tasarım, teknoloji ve marka yönetimiyle ilgili içinde bulunduğumuz çağı okuyamama ve "yerli milli" hamasetinin sonucu olmalı diye düşünüyorum.


Yine de bir faydası olur düşüncesiyle ben de bir katkıda bulunayım istedim. Şöyle ki; Ortaya koyduğunuz ürünün en iyi olmasını ve katma değer oluşturmasını istiyorsanız en iyilerle çalışmak zorundasınız.

Mesela tüm dünyada, insanlarin yeni modelini alabilmek için tonlarca para verip geceden mağazada kuyruğa girdiği  iPhone telefonun;
•İşlemcisi Tayvan
•Kamerası Japonya
•LCD'si Polonya
•Dokunmatiğ Avustralya
•Belleği Güney Kore
•Pili Çin'de üretiliyor.

Yani bir telefonun 30 farklı ülkeden 600 tedarikçisi var.

Yerli otomobilin en azından tasarım kısmını bu minvalde değerlendirmek gerek. Zaman içerisinde oluşturacağı yan sanayi, istihdam, dağıtım ağı ve inovasyon iklimi ülkemiz çocukları ve gençleri için fırsat oluşturacaktır.

Özellikle nesnelerin interneti gibi yazılım ve sensör teknolojileri otomobil dışında farklı alanlardaki teknolojik gelişimin fitilini de ateşleyecektir. Belki kendi uydumuz, hava taşıtımız, takip sistemlerimiz, akıllı şehirlerimiz ve siber güvenlik duvarlarımız için bir başlangıç olacak.

Kendimizi küçük görmekten artık vaz geçmeliyiz. Bu ülkenin genç, dinamik ve girişimci insan kaynağı doğru projelerle katma değer üretecek girişimlere yönlendirilmeli.  Bakın, Philips ve Samsung televizyonların bir çoğu bir Türk firması olan Sunny tarafından İstanbul'da  üretiliyor desem pek inandırıcı olmaz, ama gerçek bu...


Türkiye'nin teknoloji hamlesine ve otomobil girişimine destek vereceğiz, süreci takip edeceğiz, kamuoyu denetimiyle sürecin hamaset ve siyasete kurban edilmesine müsade etmeyeceğiz.