Harari ve kitaplarıyla tanışmam yıllar önce okuluma gelen korsan bir kitap satıcısının bana bir kitap hediye etme isteği ile başladı. Ben de kitapçı ekmeğinden olmasın diye kendimce kimsenin okumaya tenezzül etmeyeceği, adamcağızın da satamayacağını düşündüğüm, en işe yaramaz kitabı seçtim; Hayvanlardan Tanrılara Sapiens...
Günlerce çevremdekilerle bu ktabı tartıştım. Adım gâh evrimciye, gâh devrimciye çıktı. Yazarın hakkını vermek lazım deyip kitabın orjinalini aldım, bir daha okudum. Sonraki kitaplarını da tabiki... Sosyal medyada bir çoğu eğitimci olan kitap dostlarıyla kurduğumuz #raftancana grubunun bu ay belirlediği kitaplardan birisi de Harari'nin son kitabıydı. Mazeretimden dolayı görüşmeye katılamadığım için bu yazıyla bir katkı sunmak istedim. Şimdiden iyi okumalar.
Yuval Noah Harari Kimdir?
Prof. Dr. Yuval Noah Harari 1976 İsrail doğumlu olup, Kudüs Hebrew Üniversitesi Tarih Bölümünde öğretim görevlisi olarak ders vermektedir.
Yazdığı kitaplar 60 dilde 27,5 milyon satarak tüm dünyada büyük yankı uyandırmış, çok satanlar listelerinde uzun süre yer almıştır. Tarih bilimi ile biyoloji arasında kurduğu bağ, geleceğe dair yaptığı öngörüler ve dünya tarihini bütüncül ve popülist bir bakış açısı ile sunması onu ilgi odağı haline getirdi. Bugün dünyanın en etkili insanları arasında yer almaktadır.
Ortaya
koyduğu düşünceler özellikle ülkemizde İsrailli olması sebebiyle eleştirilse de
kendi ülkesinde de benzeri tepkilere maruz kalmıştır. Bunun sebeplerinin
başında İsrail hükümetinin Filistin tutumuna ve Netenyahu politikalarına
getirdiği ciddi eleştiriler yer almaktadır. Yaptığı eşcinsel evlilik de bu
tepkiyi katmerlemiştir.
Harari’nin 3 yaşında kendi kendine okumayı öğrendiği ve özel
yetenekliler okulunda eğitim aldığı söylenir. Vegandır ve akıllı cep telefonu
yoktur. Jared Diamond tarafından yazılan Tüfek, Çelik ve Mikrop (Guns, Germs
and Steel) kitabından çok etkilenmiştir ve buradan hareketle şimdiye kadar 3
kitap kaleme almıştır;
- Homo Sapiens, 2011
- Homo Deus, 2016
- 21. Yüzyıl İçin 21 Ders, 2018
Hayvanlardan Tanrılara Sapiens
Kitap, 70 bin yıl önce yeryüzündeki altı farklı insan
türünden geriye tek bir insan türünün kaldığını, tarımın ortaya çıkışı, paranın
yaratılması, dinin yayılması ve ulus devletin yükselişi gibi insanlığı ve
etrafındaki dünyayı şekillendiren kilit süreçlerin seyrini diğer kitaplardan
farklı olarak, tarih, biyoloji, felsefe ve ekonomi arasındaki boşlukları çok
disiplinli bir yaklaşım getirerek doldurmaya çalışıyor ve dünya hakkındaki
temel anlatılarımızı sorgulamaya yönlendiriyor.
Kitaba göre dünyayı insanların yönetmesinin en önemli sebebi; tanrılar, devletler, para ve insan hakları gibi tamamen insanın hayal gücünün ve düşüncesinin mahsulü şeylere inanan tek canlı türü olmasına bağlıyor. İnsanı, büyük kara memelilerinin yarısını ortadan kaldıran ekolojik bir seri katil olarak görüyor.
Buğdayın evcilleştirilmesi ile başlayan tarım devrimi, karşılıklı güvenin
yerini alan paranın tasarlanması, imparatorluk gibi siyasi sistemlerin
kurulması, dinlerin ortaya çıkışı, kapitalizmin ekonomik teoriden öteye geçip
dinin yerini alması, Sapiens’in kendi evrimini yükselterek tanrısal nitelik ve
yeteneklere ulaşmasını ve insanların tanrıları icat etmesiyle başlayan tarihin insanların
tanrı olduğunda sona erecek olması gibi birçok konuya değiniyor.
Kısacası insanlığın dünyayı nasıl yönetmeye başladığını anlatıyor.
Homo Deus
İnsanlığın geçmişi ile yakın geleceği arasındaki
kırılmaları, değişimleri anlatan Homo Deus aslında insanın tanrılaşma evresine fütürist
bir yaklaşım getiriyor. Geçtiğimiz yüzyılda kıtlık, salgın ve savaş yüzünden
ölen insanların bu gün bu sebeplerle değil obezite, intihar, trafik gibi
sebeplerle öldüğünü söylüyor. Çağın yeni gereksinimlerinin insanı sınırsız
mutluluk, ölümsüzlük, ve kusursuz gelecek tasavvuruna yönelttiği fakat bu
idealin peşinde geliştirilen teknolojilerin birçok insanı gereksiz kılarak
işlevsiz bir sınıf meydana getireceğini belirtiyor.
Kitaba göre, dört milyar yıllık organik yaşamın ardından
artık inorganik yaşam başlıyor. 21. yüzyıl ekonomisinin ana ürünleri
tekstiller, araçlar ve silahlar değil, bedenler, beyinler ve zihinler olacak.
Dinler artık Ortadoğu’dan değil Silikon Vadisi’nden çıkacak.
Sosyal medya uygulamalarının insan zihnini hacklediği ve
kendinden daha iyi tanıdığını, otoritenin insanlardan ağa bağlı algoritmalara
geçtiğinde ise hem demokrasinin hem de serbest piyasanın çökeceğini, sağlık
arayışımız yüzünden kişisel mahremiyetimizden vaz geçeceğimizi, artık teknoloji
ve dijital dünya ile savaşmayacağımızı, bilakis artık onlarla bütünleşeceğimizi
söylüyor.
Bilim insanlarının yaklaşan tufanı durduramayacağını, en kötü
ihtimalle, geride kalan milyarlarca insanı boğulmaya terk ederek zenginlere
yüksek teknolojili bir Nuh’un Gemisi yapabileceklerini çünkü kirasını dahi
ödeyemeyen insanların çevreyi korumak ve buzulların erimesinden çok kredi
kartlarının borçlarını dert edeceklerini söylüyor. Gemiye binenler ile geride
kalanlar arasındaki uçurum, endüstriyel imparatorluklar ile tarım kabileleri
arasındaki uçurumdan daha büyük olacağını, Sapiens ve Neandertaller arasındaki uçurumdan
bile daha büyük olacağını, evrimin bir sonraki aşaması olarak Homo Sapiens’in
(insan) Homo Deus’a (tanrı insan) dönüşeceğini söylüyor.
Ve son olarak, tarihin akışını durduramayacağımızı fakat
onun yönünü etkileyebileceğimizden bahsediyor.
21.Yüzyıl İçin 21 Ders
Bu kitabın okunmasını özellikle istediğim için özetini
yazmayacağım. Sadece buraya üzerinde uzun uzun düşünüp, bu kitabı muhakkak
okumalıyım diyeceğiniz bir alıntı bırakıyorum.
(3. Bölüm, Özgürlük, sayfa 74)
“Günümüzde bile Filistinlilerin her telefon konuşması, her Facebook paylaşımı veya her şehirlerarası seyahati İsraillin mikrofonları, kameraları, insansız hava araçları ya da casus yazılımları tarafından gözetleniyor muhtemelen. Toplanan veriler daha sonra büyük veri algoritmalarının yardımıyla analiz ediliyor. Bu sayede İsrail güvenlik kuvvetleri potansiyel tehlikeleri tespit edip sahaya bir sürü asker sürmeye gerek kalmadan etkisiz hale getirebiliyor.
Filistinliler Batı Şeria'da birtakım kasabaların ve köylerin idaresine sahip olsalar da gökyüzünü, radyo frekanslarını ve siber alemi İsrail kontrol ediyor. Bu yüzden de Batı Şeria'daki 2,5 milyon Filistinliyi etkili şekilde kontrol altında tutabilmek için şaşılacak kadar az İsrail askerine ihtiyaç duyuluyor.
Ekim 2011'de yaşanan trajikomik bir olay: Filistinli bir isçi Facebook sayfasında işyerindeki buldozerin yanı başında çekilmiş bir fotoğrafını paylaştı. Fotoğrafın altına da “Günaydın!” yazdı. Otomatik bir algoritma Arap harflerinin transliterasyonunda ufak bir hata yapıp harfler: “günaydın” anlamına gelen “Ysabechhum!” olarak değil de “saldır” anlamına gelen “Ydbachhum!” olarak algıladı. Adamın buldozerle insanları ezmeyi planlayan bir terörist olabileceğinden şüphelenen İsrail güvenlik kuvvetleri, adamı bir çırpıda gözaltına aldı. Algoritmanın hata yaptığı anlaşılınca adam serbest bırakıldı. Ama soruna yol açan Facebook paylaşımı yine de kaldırıldı.”
Daha Fazlası İçin;
Daha ayrıntılı bilgiler için yazarın yukarıdaki kitaplarını okumanızı ve şu konuşmalarını seyretmenizi tavsiye ederim.
Tamamlayıcı Olarak Kitap Tavsiyelerim;
1) Tüfek, Çelik, Mikrop (Jared Diamond)
2) Dünya Tarihinin Yapısı (Kojin Karatani)
3) Ulusların Düşüşü (Daron Acemoğlu)
4) İnsanlık 2.0 (Ray Kurzweil)
5) Psikopolitika (Byung Chul Han)
6) 50 Soruda Yapay Zeka (Cem Say)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
"Latince bir sözcük olan "Educare" inşa etmek, ayağa kaldırmak, dikmek ve desteklemek anlamına gelir. Her çeşit eğitimin temeli ve esasıdır."
Sizleri yeniden sayfamda görmeyi umut ediyorum.
İyi günler...
Niyazi AKSOY