16 Şubat 2021 Salı

Çocuklar için Netflix seyretme ipuçları ve önerileri

Günümüzde TV seyretme alışkanlıklarının değişmesiyle birlikte hayatımıza bir çok dijital platform girdi. Bunlardan birisi de Netflix. Her yaştan izleyici için binlerce içerik sunan en popüler platform desek yeridir. Bu yazımızda çocuklar için Netflix'i nasıl güvenli bir ortam haline getirebiliriz, çocuklar için seçim mimarisi ve bilim-sanat içerikli çocuk programı önerilerini ele alacağız.

Netflix'i nasıl güvenli bir ortam haline getirebiliriz?

Bunun için atılacak ilk adım çocuğumuzu medya okur yazarı yapmaktır. Onunla dijital dünya, sosyal platformlar, ekrandaki akıllı işaretler ve ekran bağımlılığı konusunda mini sohbetler yapmak, birlikte örnek izlemeler yapmak ve birlikte film seçmek bunda etkili olacaktır.

Netflix için yapılacak ilk şey "Çocuk Profili" oluşturmaktır. Bu sayede çocuklar sizlerin seyrettiği filmlere ulaşamayacak, size önerilen filmler onlara görünmeyecek ve sadece çocuk profilini özel içerikler karşısına çıkacaktır.



Çocuk profilini çocuğunuzla birlikte oluşturup, kişiselleştirebilirsiniz. TV seyredeceği zaman bu profille girmesi uygun olacaktır. Yetişkinlik düzeyi kontrolleri için çocuğunuzun yaşına göre yaş kısıtlaması yapabilirsiniz. Benim kızım 8 yaşında olmasına rağmen +7 kısıtlaması yaptım. Rüzgarı Dizginleyen Çocuk gibi (+13) bazı filmler yaş kısıtlamasına uygun olmadığı için bunları aile ile birlikte yetişkin profilinden seyrediyoruz.

Çocuklar için seçim mimarisi

Az çoktur, anlayışı ile çocuğunuzun profilindeki "Listem" kısmına onun için uygun filmleri eklerseniz Netflix'in yapay zeka uygulamaları sonraki seyretmeler için bu filmlerden hareketle başka buna benzer yeni film önerileri getirecektir. Böylece çocuğunuzun ilgi alanına girmeyen (veya sizin istemediğiniz) içeriklerle daha az karşılaşabilirsiniz. Seyretseniz dahi filmlerin bu listede kalması önemli çünkü önerileri filtrelemek istiyoruz. (Yapay Zeka'yı kendimize uyarlıyoruz:)


Bilim-sanat içerkli çocuk programları

Aslında yukarıdaki listede kızımla birlikte seyrettiğimiz, keyif aldığımız ve yeni şeyler öğrendiğimiz çoğu program mevcut. Benim özellikle üzerinde durmak istediğim husus şudur. Bu günün çocukları uzun, sıkıcı, tek düze videolar ve filmler seyretmek istemiyor. Okuldaki derslerin çocuk üzerinde bir etkisinin olmamasının en önemli nedenlerinden birisi de sanırım bu monotonluk. Oysa buradaki 20'şer dakikalık mini videolarda bir "hikaye" var. İlginç sorular ve merak uyandıran konular var. Bir bakmışsınız ki çocuğunuz Avustralya'daki Opera binasını, Newton'u, Mozart'ı öğrenmiş, tez nedir, hipotez nedir kaygısına düşmeden bir şeyler araştırıyor, evde küçük deneyler yapıyor. Bu son derece muazzam bir deneyim.

Biz çoğunu birlikte seyrettik. Birlikte eğlendik, birlikte öğrendik. Üzerinde bol bol sohbetler yaptık. Merak ettiğimiz bir konu varsa Youtube'den başka içeriklere baktık, mutfağa girdik, sihir falan yaptık.

Çocuklar için olmazsa olmaz bulduğumuz içeriklerden 8 tanesini buraya ekliyorum. Ayrıntılarına girmeye gerek dahi duymuyorum. Ebeveyn olarak bir zahmet siz inceleyin:))

1-Sihirli Okul Otobüsü

2-Dört Dörtlük Dedektifler

3-Bir Varmış Bir Yokmuş

4-Kim Kimdir?

5-Carmen Sandiego

6-Parlak Buluşlar

7-Emily'nin Muhteşem Laboratuvarı

8-Justin'in Maceraları


Bu filmlerden bir çoğunu o haftaki ders içeriğine göre serbest etkinlikler dersinde öğrencilerimle Zoom üzerinden seyredip, üzerinde sohbetler ediyoruz. Süre olarak kısa ve ilgi çekici olması bu içerikleri daha kullanışlı kılıyor.

Sizin de önereceğiniz filmler/programlar varsa paylaşabilirsiniz.


Daha fazlası için;

Çocuklarımız için hazırladığımız "film önerilerine" şuradan ulaşabilirsiniz.





8 Şubat 2021 Pazartesi

Yuval Noah Harari ve Kitapları Üzerine


Harari ve kitaplarıyla tanışmam yıllar önce okuluma gelen korsan bir kitap satıcısının bana bir kitap hediye etme isteği ile başladı. Ben de kitapçı ekmeğinden olmasın diye kendimce kimsenin okumaya tenezzül etmeyeceği, adamcağızın da satamayacağını düşündüğüm, en işe yaramaz kitabı seçtim; Hayvanlardan Tanrılara Sapiens...

Günlerce çevremdekilerle bu ktabı tartıştım. Adım gâh evrimciye, gâh devrimciye çıktı. Yazarın hakkını vermek lazım deyip kitabın orjinalini aldım, bir daha okudum. Sonraki kitaplarını da tabiki...  Sosyal medyada bir çoğu eğitimci olan kitap dostlarıyla kurduğumuz #raftancana grubunun bu ay belirlediği kitaplardan birisi de Harari'nin son kitabıydı. Mazeretimden dolayı görüşmeye katılamadığım için bu yazıyla bir katkı sunmak istedim. Şimdiden iyi okumalar.

Yuval Noah Harari Kimdir?

Prof. Dr. Yuval Noah Harari 1976 İsrail doğumlu olup, Kudüs Hebrew Üniversitesi Tarih Bölümünde öğretim görevlisi olarak ders vermektedir. 

Yazdığı kitaplar 60 dilde 27,5 milyon satarak tüm dünyada büyük yankı uyandırmış, çok satanlar listelerinde uzun süre yer almıştır. Tarih bilimi ile biyoloji arasında kurduğu bağ, geleceğe dair yaptığı öngörüler ve dünya tarihini bütüncül ve popülist bir bakış açısı ile sunması onu ilgi odağı haline getirdi. Bugün dünyanın en etkili insanları arasında yer almaktadır. 

Ortaya koyduğu düşünceler özellikle ülkemizde İsrailli olması sebebiyle eleştirilse de kendi ülkesinde de benzeri tepkilere maruz kalmıştır. Bunun sebeplerinin başında İsrail hükümetinin Filistin tutumuna ve Netenyahu politikalarına getirdiği ciddi eleştiriler yer almaktadır. Yaptığı eşcinsel evlilik de bu tepkiyi katmerlemiştir.

Harari’nin 3 yaşında kendi kendine okumayı öğrendiği ve özel yetenekliler okulunda eğitim aldığı söylenir. Vegandır ve akıllı cep telefonu yoktur. Jared Diamond tarafından yazılan Tüfek, Çelik ve Mikrop (Guns, Germs and Steel) kitabından çok etkilenmiştir ve buradan hareketle şimdiye kadar 3 kitap kaleme almıştır;

  1. Homo Sapiens, 2011
  2. Homo Deus, 2016
  3. 21. Yüzyıl İçin 21 Ders, 2018

 

Hayvanlardan Tanrılara Sapiens

Kitap, 70 bin yıl önce yeryüzündeki altı farklı insan türünden geriye tek bir insan türünün kaldığını, tarımın ortaya çıkışı, paranın yaratılması, dinin yayılması ve ulus devletin yükselişi gibi insanlığı ve etrafındaki dünyayı şekillendiren kilit süreçlerin seyrini diğer kitaplardan farklı olarak, tarih, biyoloji, felsefe ve ekonomi arasındaki boşlukları çok disiplinli bir yaklaşım getirerek doldurmaya çalışıyor ve dünya hakkındaki temel anlatılarımızı sorgulamaya yönlendiriyor.

Kitaba göre dünyayı insanların yönetmesinin en önemli sebebi; tanrılar, devletler, para ve insan hakları gibi tamamen insanın hayal gücünün ve düşüncesinin mahsulü şeylere inanan tek canlı türü olmasına bağlıyor. İnsanı, büyük kara memelilerinin yarısını ortadan kaldıran ekolojik bir seri katil olarak görüyor. 

Buğdayın evcilleştirilmesi ile başlayan tarım devrimi, karşılıklı güvenin yerini alan paranın tasarlanması, imparatorluk gibi siyasi sistemlerin kurulması, dinlerin ortaya çıkışı, kapitalizmin ekonomik teoriden öteye geçip dinin yerini alması, Sapiens’in kendi evrimini yükselterek tanrısal nitelik ve yeteneklere ulaşmasını ve insanların tanrıları icat etmesiyle başlayan tarihin insanların tanrı olduğunda sona erecek olması gibi birçok konuya değiniyor.

Kısacası insanlığın dünyayı nasıl yönetmeye başladığını anlatıyor.


Homo Deus

İnsanlığın geçmişi ile yakın geleceği arasındaki kırılmaları, değişimleri anlatan Homo Deus aslında insanın tanrılaşma evresine fütürist bir yaklaşım getiriyor. Geçtiğimiz yüzyılda kıtlık, salgın ve savaş yüzünden ölen insanların bu gün bu sebeplerle değil obezite, intihar, trafik gibi sebeplerle öldüğünü söylüyor. Çağın yeni gereksinimlerinin insanı sınırsız mutluluk, ölümsüzlük, ve kusursuz gelecek tasavvuruna yönelttiği fakat bu idealin peşinde geliştirilen teknolojilerin birçok insanı gereksiz kılarak işlevsiz bir sınıf meydana getireceğini belirtiyor.  

Kitaba göre, dört milyar yıllık organik yaşamın ardından artık inorganik yaşam başlıyor. 21. yüzyıl ekonomisinin ana ürünleri tekstiller, araçlar ve silahlar değil, bedenler, beyinler ve zihinler olacak. Dinler artık Ortadoğu’dan değil Silikon Vadisi’nden çıkacak.

Sosyal medya uygulamalarının insan zihnini hacklediği ve kendinden daha iyi tanıdığını, otoritenin insanlardan ağa bağlı algoritmalara geçtiğinde ise hem demokrasinin hem de serbest piyasanın çökeceğini, sağlık arayışımız yüzünden kişisel mahremiyetimizden vaz geçeceğimizi, artık teknoloji ve dijital dünya ile savaşmayacağımızı, bilakis artık onlarla bütünleşeceğimizi söylüyor.

Bilim insanlarının yaklaşan tufanı durduramayacağını, en kötü ihtimalle, geride kalan milyarlarca insanı boğulmaya terk ederek zenginlere yüksek teknolojili bir Nuh’un Gemisi yapabileceklerini çünkü kirasını dahi ödeyemeyen insanların çevreyi korumak ve buzulların erimesinden çok kredi kartlarının borçlarını dert edeceklerini söylüyor. Gemiye binenler ile geride kalanlar arasındaki uçurum, endüstriyel imparatorluklar ile tarım kabileleri arasındaki uçurumdan daha büyük olacağını, Sapiens ve Neandertaller arasındaki uçurumdan bile daha büyük olacağını, evrimin bir sonraki aşaması olarak Homo Sapiens’in (insan) Homo Deus’a (tanrı insan) dönüşeceğini söylüyor.

Ve son olarak, tarihin akışını durduramayacağımızı fakat onun yönünü etkileyebileceğimizden bahsediyor.

 

21.Yüzyıl İçin 21 Ders

Bu kitabın okunmasını özellikle istediğim için özetini yazmayacağım. Sadece buraya üzerinde uzun uzun düşünüp, bu kitabı muhakkak okumalıyım diyeceğiniz bir alıntı bırakıyorum.

(3. Bölüm, Özgürlük, sayfa 74)

“Günümüzde bile Filistinlilerin her telefon konuşması, her Facebook paylaşımı veya her şehirlerarası seyahati İsraillin mikrofonları, kameraları, insansız hava araçları ya da casus yazılımları tarafından gözetleniyor muhtemelen. Toplanan veriler daha sonra büyük veri algoritmalarının yardımıyla analiz ediliyor. Bu sayede İsrail güvenlik kuvvetleri potansiyel tehlikeleri tespit edip sahaya bir sürü asker sürmeye gerek kalmadan etkisiz hale getirebiliyor.

Filistinliler Batı Şeria'da birtakım kasabaların ve köylerin idaresine sahip olsalar da gökyüzünü, radyo frekanslarını ve siber alemi İsrail kontrol ediyor. Bu yüzden de Batı Şeria'daki 2,5 milyon Filistinliyi etkili şekilde kontrol altında tutabilmek için şaşılacak kadar az İsrail askerine ihtiyaç duyuluyor.

Ekim 2011'de yaşanan trajikomik bir olay: Filistinli bir isçi Facebook sayfasında işyerindeki buldozerin yanı başında çekilmiş bir fotoğrafını paylaştı. Fotoğrafın altına da “Günaydın!” yazdı. Otomatik bir algoritma Arap harflerinin transliterasyonunda ufak bir hata yapıp harfler: “günaydın” anlamına gelen “Ysabechhum!” olarak değil de “saldır” anlamına gelen “Ydbachhum!” olarak algıladı. Adamın buldozerle insanları ezmeyi planlayan bir terörist olabileceğinden şüphelenen İsrail güvenlik kuvvetleri, adamı bir çırpıda gözaltına aldı. Algoritmanın hata yaptığı anlaşılınca adam serbest bırakıldı. Ama soruna yol açan Facebook paylaşımı yine de kaldırıldı.”

 

Daha Fazlası İçin;

Daha ayrıntılı bilgiler için yazarın yukarıdaki kitaplarını okumanızı ve şu konuşmalarını seyretmenizi tavsiye ederim.

2015 TED Konuşması

2018 TED Konuşması

DAVOS 2018 Konuşması


Tamamlayıcı Olarak Kitap Tavsiyelerim;

1) Tüfek, Çelik, Mikrop (Jared Diamond)

2) Dünya Tarihinin Yapısı (Kojin Karatani)

3) Ulusların Düşüşü (Daron Acemoğlu)

4) İnsanlık 2.0 (Ray Kurzweil)

5) Psikopolitika (Byung Chul Han)

6) 50 Soruda Yapay Zeka (Cem Say)