21 Temmuz 2021 Çarşamba

POHPOHLANMA ÜZERİNE

 Padişah, bir gün tüm mahiyetiyke birlikte ördek avına çıkmış. Ördeğin birini gözüne kestirip ateş etmiş ama vuramamış. Dalkavukları ise büyük bir sevinçle "Hünkarımız, zavallı ördeğin hayatını bağışlama alicenaplığında bulundular, demiş. Bunu duyan padişah ise "Öyle tabi, koskoca padişahım ben, ördeğin hayatını bağışladım gitti." demiş.


İnsanlar güç ve mevki kazandıkça özeleştiri ve empati yeteneğini de yitirir, diyor Adam Grant.


İyi bir konumdaysanız, çevrenizdekiler sizi etkilemek için daha fazla sırnaşır, daha şirin görünmeye ve göz boyamaya kalkar. Çünkü en mütevazi insan dahi pohpohlanmayı sever.


Siz yükseldikçe çevrenizden aldığınız dürüstçe geri bildirimler yerini filtrelenmiş, sahte ve samimiyetsiz geri bildirimlere bırakır. Çünkü kimse kafası kesilen elçi olmak istemez.


Bunu bir ağacın yüksekteki dallarına benzetebiliriz. Rüzgarın siddeti ne olursa olsun dallar "eğilir, bükülür" ama yerini muhafaza ederler.


Alttaki dallar ise daha sert ve dayanıklıdır. Bu yüzden üstteki dalların yükünü de taşırlar. Buna rağmen esnek davranamadıkları için kırılırlar.


Şöyle düşünün, organizasyonda en sevmediğiniz, sizi en çok rahatsız eden kişi, en samimi ve en dürüst eleştirileri yapan kişidir. En gözde olan ise muhtemelen en çok göz boyayan kişidir.


Organizasyonlarda en az göze çarpan kişi, en iyi gözlem yapan ve herkesin "gerçek renklerini" görme olasılığı en yüksek olan kişidir.


Bu kişilerin olduğu ve dinlendiği organizasyonlar daha uzun ömürlü ve başarılı olurlar.